Yours Is An Empty Hope
Hadi beni parçalara ayır, manzaranın keyfini sür
Rumuzun değil mi kibirli
Pislik dolu sözlerini mırıldanan dilin
Köprümün altından akan yağlı su
Hadi beni parçalara ayır, manzaranın keyfini sür
Rumuzun değil mi kibirli
Pislik dolu sözlerini mırıldanan dilin
Köprümün altından akan yağlı su
Son bir şarkı söyleyebilseydim dünyanın sonu gelmeden
Son bir şarkı söyleyebilseydim veda ederken
Son bir şarkı söyleyebilseydim tüm çocuklarıma
Son bir şarkı söyleyebilseydim hepimiz ölmeden
Uyan uykundan, bahar konuşsun artık
İnsandan önce var olmuş dillerde
Nergis bize hikâyesini anlatsın, dinle
Misafiri buyur edip dışarı çık, sabahı karşılayan ilk insan ol
Öyle bir yere götürmek istiyorum ki seni
Anlayacaksın sana nasıl değer verdiğimi
Ama hava buz gibi
Ben de bilmiyorum seni nereye götürebileceğimi
Sana nergisler aldım şirin bir kurdele içinde
Lakin çiçek açmayacaklar geçen bahardaki gibi
Yapraklar, ölü yapraklar, ölü yapraklar kaplıyor yolu
Rüzgâr mırıldanıyor minör gamda, ölümün melodisini
Pus, pus kaplamış, pus kaplamış ağaçların arasını
Sağır edici bir sessizlik ve manzara donduruyor insanı
“‘Illusion’, dünyayı iyileştirmek istiyorsak hepimizin sorumluluk alması gerektiğini anlatan bir şarkı.” diyor Soen. “Değişimi biz getirmeliyiz: siz ve ben… yani halk. Öylece oturup iktidardakilerin yardıma koşmasını bekleyemeyiz çünkü onlar açgözlülük ve güç meseleleri yüzünden birbirleriyle savaşmakla meşguller. ‘Illusion’, kendinizi güçsüz hissetmenin yarattığı hayal kırıklığını anlatmanın yanı sıra her şeyin daha güzel olabileceğini fark etmenin verdiği umudu da anlatıyor. Tabii politikacıların ve medyanın fikirlerini körü körüne benimseyip birbirimizi eleştirmeyi ve birbirimize düşman olmayı bırakırsak…”
Doğmuş olmanız için son 400 yılda 4.094 ataya ihtiyacınız vardı.
Şu anda var olabilmeniz için atalarınızın ne mücadeleler ve savaşlar verdiğini, ne üzüntüler çektiğini, mutluluklarını, aşk hikâyelerini ve geleceğe dair umutlarını bir düşünün.
Siz nice ataların hayalisiniz.
İncelikle bilemişsin bıçaklarını
Üzerlerinden yansıyor sevdiğin bakış açısı
Biliyorum, gözlüyorsun uzakta bir köşeden
Hep beklendiği gibi senden, hep beklendiği gibi senden
Seçilmiş olsam da yola çıkmaya gecelerin en karanlığında
Ayrılıyorum alacakaranlıkta
Yaz güneşinde nasıl da hemen sapmışım yanlış yola
Hakiki bir lanet kaldı ardımda