Mono Inc. – Nemesis
Yapraklar, ölü yapraklar, ölü yapraklar kaplıyor yolu
Rüzgâr mırıldanıyor minör gamda, ölümün melodisini
Pus, pus kaplamış, pus kaplamış ağaçların arasını
Sağır edici bir sessizlik ve manzara donduruyor insanı
Yapraklar, ölü yapraklar, ölü yapraklar kaplıyor yolu
Rüzgâr mırıldanıyor minör gamda, ölümün melodisini
Pus, pus kaplamış, pus kaplamış ağaçların arasını
Sağır edici bir sessizlik ve manzara donduruyor insanı
“‘Illusion’, dünyayı iyileştirmek istiyorsak hepimizin sorumluluk alması gerektiğini anlatan bir şarkı.” diyor Soen. “Değişimi biz getirmeliyiz: siz ve ben… yani halk. Öylece oturup iktidardakilerin yardıma koşmasını bekleyemeyiz çünkü onlar açgözlülük ve güç meseleleri yüzünden birbirleriyle savaşmakla meşguller. ‘Illusion’, kendinizi güçsüz hissetmenin yarattığı hayal kırıklığını anlatmanın yanı sıra her şeyin daha güzel olabileceğini fark etmenin verdiği umudu da anlatıyor. Tabii politikacıların ve medyanın fikirlerini körü körüne benimseyip birbirimizi eleştirmeyi ve birbirimize düşman olmayı bırakırsak…”
Doğmuş olmanız için son 400 yılda 4.094 ataya ihtiyacınız vardı.
Şu anda var olabilmeniz için atalarınızın ne mücadeleler ve savaşlar verdiğini, ne üzüntüler çektiğini, mutluluklarını, aşk hikâyelerini ve geleceğe dair umutlarını bir düşünün.
Siz nice ataların hayalisiniz.
İncelikle bilemişsin bıçaklarını
Üzerlerinden yansıyor sevdiğin bakış açısı
Biliyorum, gözlüyorsun uzakta bir köşeden
Hep beklendiği gibi senden, hep beklendiği gibi senden
Seçilmiş olsam da yola çıkmaya gecelerin en karanlığında
Ayrılıyorum alacakaranlıkta
Yaz güneşinde nasıl da hemen sapmışım yanlış yola
Hakiki bir lanet kaldı ardımda
Yağmur
Yağıyor hâlâ yüreğime
Damlalar boşluğuma damlıyor
Ve çok uzaklarda sebatsızlık
Yağmur
Zihnim hâlâ sisli
Özgüvenimde damlalardan bir gölet
Bir savaş, zamanın sonuna dek sürecek
Sağduyunu dinle
Saklanamazsın sonsuza dek
Bir masalın ardında
Ancak ve ancak tüm gerçeği ortaya çıkarabilirsek
İfşa edebiliriz bu siperin içini sonsuza dek
Eski dostum karanlık, merhaba
Geldim yine seninle konuşmaya
Çünkü sürünerek gelen bir görüntü
Tohumlarını bırakmış ben uyurken
Ve beynime çakılan o görüntü
Duruyor hâlâ
Sessizliğin sesinde